her şeyin bir anlamı vardır |
everything has a meaning |
her şeyin bir anlamı vardır terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
her şeyin bir anlamı vardır |
everything has a sense |
her güzel şeyin bir sonu vardır |
all good things come to an end |
her şeyin bir sınırı vardır |
everything has a limit |
her şeyin bir ilki vardır |
there's a first time for everything |
her şeyin bir bedeli vardır |
everything has a price |
her şeyin bir sınırı vardır |
everything has its limit |
ancak her şeyin bir ilki vardır |
but there's a first time for everything |
bu terime verilen anlamı vardır |
has the meaning given to such term |
giriş bölümünde belirtilen anlamı vardır |
has the meaning set forth in the preamble |
başka hiçbir şeyin anlamı yoktu |
nothing else made sense |
hiçbir şeyin anlamı yok |
no point in anything |
hiçbir şeyin anlamı yoktu |
nothing had meaning |
her bulutun gümüş bir çeperi vardır |
every cloud has a silver lining |
her zaman bir yolu vardır |
there is always a way |
her bulutun bir gümüşü vardır |
every cloud has a silver |
her bulutun gümüş bir çizgisi vardır |
every cloud has a silver line |
her gümüş astarın bir bulutu vardır |
every silver lining has a cloud |
her üyenin bir oy hakkı vardır. |
each member has one vote |
her payın bir oy hakkı vardır. |
each share has one vote |
her üyenin bir oy hakkı vardır. |
each member shall have one vote |
her zaman bir sebep vardır |
there is always a reason |
her bulutun gümüş bir astarı vardır |
every clouds has a silver lining |
her yönetmenin bir oy hakkı vardır. |
each director shall have one vote. |
her partinin bir hakkı vardır |
each party has a right |
her odada bir banyo vardır |
each room has a bathroom |
her zaman bir yer vardır |
always has a place |
her zaman bir şans vardır |
there is always a chance that |
her insanın bir güzelliği vardır |
every person has a beauty |
her zaman bir şey vardır |
has always something |
her seçmenin bir oyu vardır |
each elector has one vote |
her zaman bir tane vardır |
there is always one |
her birinin bir oy hakkı vardır |
each having one vote |
her zaman bir çıkış yolu vardır |
there is always a way out |
herkesin her yeri bir kişi olarak tanıma hakkı vardır. |
everyone has the right to recognition everywhere as a person |
her üyenin bir oyu vardır |
every member has a vote |
her şeyin bir nedeni var |
everything happens for a reason |
her şeyin bir sebebi var |
things happen for a reason |
her şeyin bir zamanı var |
there is a time for everything |
her şeyin bir çözümü var |
everything has a solution |
her şeyin bir araya geldiği yer |
where everything comes together |
her şeyin bir araya geldiği yer |
where it all comes together |
her şeyin bir sonu var |
everything has an ending |
hemen hemen her şeyin kısa bir tarihi |
a short history of nearly everything |
her şeyin bir teorisi |
a theory of everything |
her şeyin bir çözümü var |
everything has solution |
hemen hemen her şeyin bir parçası |
is part of almost every |
her şeyin tek bir çatı altında olması |
having everything under one roof |
her şeyin bir parçası olmak |
be part of everything |
yaptığım her şeyin bir çaba olduğunu hissettim |
i felt that everything i did was an effort |
her köpeğin kendi günü vardır |
every dog has its day |