hemen sabunla yıkayın

hemen sabunla yıkayın teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
hemen sabunla yıkayın wash off immediately with soap

hemen sabunla yıkayın terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bol su ve sabunla yıkayın. wash with plenty of soap and water.
sabunla hafifçe yıkayın wash gently with soap
hafif sabunla yıkayın. wash with mild soap.
ılık sabunla soğuk suyla yıkayın wash in cold water with mild soap
hemen su ve sabunla yıkayarak iyice durulayın. immediately wash with water and soap and rinse thoroughly
hemen su ve sabunla yıkayarak iyice durulayın. instantly wash with water and soap and rinse thoroughly
hemen hemen hemen so almost immediately
hemen bol su ile yıkayın rinse immediately with plenty of water
hemen gözleri yıkayın immediately flush eyes
hemen yıkayın immediately flush
hemen bol suyla yıkayın flush immediately with plenty of water
hemen gözleri bol suyla yıkayın immediately flush eyes with plenty of water
kirlenmiş giysileri hemen çıkarın, cilt bölgesini yıkayın. remove contaminated clothing immediately, wash skin area w
hemen bol suyla yıkayın immediately flush with plenty of water
hemen suyla yıkayın immediately flush with water
hemen yıkayın flush eyes immediately
hemen bol suyla yıkayın. wash immediately with plenty of water.
molalardan önce ve kullanımdan hemen sonra ellerinizi yıkayın. wash hands before breaks and immediately after handling the
hemen suyla iyice yıkayın ve bir doktora görünün immediately flush thoroughly with water and see a doctor
etkilenen bölgeyi hemen yıkayın immediately flush affected area
hemen cildi veya gözleri yıkayın immediately flush skin or eyes
cildi hemen 15-20 dakika bol su ile yıkayın. rinse skin immediately with plenty of water for 15-20 minute
hemen sabun ve bol suyla yıkayın. wash off immediately with soap and plenty of water.
sabunla yıkamak soap wash
sabunla iyice yıka wash thoroughly with soap
sabunla temizlendi scrubbed with soap
sabunla uğraşmak get on soapbox
ılık suda hafif sabunla. in warm water with mild soap.
sabunla kaymış bir direk. a soap-slicked pole.
sabunla kurutma soap drying
sabunla işlenmiş meşe soap treated oak
kendimi sabunla soap myself
hemen hemen pretty much
hemen hemen scarcely
hemen hemen well-nigh
hemen hemen durağan quasi-stationary
hemen hemen hepsi most of all
hemen hemen hepsi substantially all
hemen hemen aynı much the same
hemen hemen hepsi almost entirely
hemen hemen hiçbir şey almost nothing
hemen hemen tamamen almost exclusively
hemen hemen for almost
hemen hemen aynı pretty much the same
hemen hemen aynı almost the same
hemen hemen aynı quite the same
hemen hemen her şey just about anything
hemen hemen just about right
hemen hemen her just about every
hemen hemen herkes almost everybody