umutsuz bir şey hissetmedim

umutsuz bir şey hissetmedim teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
umutsuz bir şey hissetmedim felt nothing but a hopeless

umutsuz bir şey hissetmedim terimi için benzer kelimeler ve anlamları
umutsuz zamanlar umutsuz önlemleri gerektirir desperate times call for desperate measures
umutsuz zamanlar umutsuz önlemleri gerektirir desperate times calls for desperate measures
bir şey hissetmedim i didn't feel a thing
hiçbir şey hissetmedim felt nothing
gibi hissetmedim didn't feel like
hissetmedim i didn't feel
gibi hissetmedim i didn't feel like
hissetmedim didn't feel
iyi hissetmedim i didn't feel well
doğru hissetmedim didn't feel right
bunu hissetmedim i didn't feel that
kendimi iyi hissetmedim i haven't been feeling well
hiç hissetmedim i have never felt
daha önce hiç hissetmedim never felt before
iyi hissetmedim didn't feel well
hissetmedim hadn't felt
rahat hissetmedim did not feel comfortable
hiç yalnız hissetmedim i never felt alone
iyi hissetmedim i did not feel well
hissetmedim i won't feel it
hiç hissetmedim i never felt
iyi hissetmedim did not feel well
hissetmedim i did not feel
hissetmedim i haven't felt
gibi hissetmedim i didn'd feel like
yalnız hissetmedim i didn't feel alone
iyi hissetmedim didn't feel good
her zaman hissetmedim has not always felt
asla memnun hissetmedim never felt dissatisfied
ama bunu asla hissetmedim but i never felt that
asla özel hissetmedim never felt special
hissetmedim has not been feeling
asla rahat hissetmedim never felt at ease
iyi hissetmedim i didnt feel good
hiçbir zorunluluk hissetmedim felt no obligation to
kendimi iyi hissetmedim i didn't feel welcome
hissetmedim haven't been feeling
iyi hissetmedim not felt well
yemek yeme gibi hissetmedim i didn'f feel like eating
cesaretlendirilmiş hissetmedim did not feel encouraged
utanç hissetmedim felt no shame
evde hissetmedim i didn't feel at home
hüzün hissetmedim felt no sorrow
yapabiliyor hissetmedim did not feel able to
her şey umutsuz görünüyor everything seems hopeless
umutsuz bir girişimde in a desperate attempt
umutsuz bir durum a hopeless case
umutsuz bir durum a desperate situation
umutsuz bir şekilde in a desperate bid to
umutsuz bir kadın a desperate woman