sorun çıkmasına neden olmak istemedim

sorun çıkmasına neden olmak istemedim teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
sorun çıkmasına neden olmak istemedim i didn't want to cause trouble

sorun çıkmasına neden olmak istemedim terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bir sorunun ortaya çıkmasına neden olmak cause the emergence of an issue
ortaya çıkmasına neden olmak cause the appearance of
ortaya çıkmasına neden oldu led to the emergence
ortaya çıkmasına neden oldu has led to the emergence
ortaya çıkmasına neden olan leading to the emergence
ortaya çıkmasına neden lead to the emergence
ortaya çıkmasına neden oldu have led to the emergence
kontrolden çıkmasına neden olur causes out of control
doğrudan veya dolaylı olarak bağlantıda ortaya çıkmasına neden oldu caused arising directly or indirectly in connection
ortaya çıkmasına neden oldu caused the emergence
ortaya çıkmasına neden oldu has led to its emergence
ortaya çıkmasına neden olur causes the emergence
asla olmak istemedim never meant to be
parçası olmak istemedim wanted no part of
asla olmak istemedim never meant to become
kedinin çantadan çıkmasına izin ver let the cat out of the bag
ortaya çıkmasına tanık oldum witnessed the emergence
ortaya çıkmasına tanıklık etmek witnessing the emergence
başa çıkmasına yardım et help him cope
ortaya çıkmasına yardım help turn out
dışarı çıkmasına izin ver let her go out
havanın lastiklerden çıkmasına izin verin let the air out of the tyres
ortaya çıkmasına katkıda bulundu contributed to the emergence
vücudun stresle başa çıkmasına yardımcı olun help body deal with stress
ortaya çıkmasına yardım help roll out
çocuğunuzun başa çıkmasına yardımcı helping your child cope
ortaya çıkmasına izin vermek allowing the emergence
çıkmasına izin vermek let out through
demek istemedim i didn't mean to
istemedim i didn't want
istemedim i did not want
istemedim did not want
hiç istemedim i never meant
zarar vermek istemedim i meant no harm
ayrılmak istemedim i didn't want to leave
öyle demek istemedim i didn't mean that
asla istemedim never wanted to
seni asla incitmek istemedim i never meant to hurt you
öyle demek istemedim i did not mean that
demek istemedim i'm not meant
öyle demek istemedim i didn't mean it like that
demek istemedim had not meant
istemedim did not wish
demek istemedim by which i do not mean
demek istemedim i did not intend
bunun olmasını istemedim i didn't want this to happen
hiç istemedim i never intended to
rahatsız etmek istemedim i didn't want to bother
demek istemedim did not mean that
zarar vermek istemedim i didn't mean any harm