bir hak teşkil etmek

bir hak teşkil etmek teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir hak teşkil etmek constitute an entitlement

bir hak teşkil etmek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
teşkil etmek veya teşkil etmek olarak yorumlanmak constitute or be construed as constituting
bir hibe verilmesi bir hak teşkil etmez the awarding of a grant does not establish an entitlement
böyle bir hak veya hükümden feragat teşkil etmez shall not constitute a waiver of such right or provision
bir sorun teşkil etmek pose a problem
bir suç teşkil etmek constitute a crime
büyük bir sorun teşkil etmek pose a major problem
önemli bir risk teşkil etmek pose a significant risk
herhangi bir problem teşkil etmek pose any problem
önemli bir tehdit teşkil etmek pose a significant threat
gerçek bir problem teşkil etmek pose a real problem
lisanslı taraflarla ilgili herhangi bir yükümlülük teşkil etmek constitute any obligation on the licensed parties
büyük bir sorun teşkil etmek pose a big problem
taraflara herhangi bir yükümlülük teşkil etmek constitute any obligation on the parties
önemli bir risk teşkil etmek pose any significant risk
bir iddia için temel teşkil etmek serve as the basis for a claim
önemli bir risk teşkil etmek pose a substantial risk
ciddi bir risk teşkil etmek posing a severe risk
büyük bir zorluk teşkil etmeye devam etmek continue to pose a major challenge
risk teşkil etmek pose risks
problem teşkil etmek pose problems
tehdit teşkil etmek pose threat
zorluk teşkil etmek pose difficulties
tehdit teşkil etmek posing a threat
teşkil etmek sayılır be deemed to constitute
örnek teşkil etmek serve as an example
suç teşkil etmek constitute a criminal offence
ihlal teşkil etmek constitute a violation
risk teşkil etmek posing a risk
engel teşkil etmek pose obstacles
örnek teşkil etmek serve as example
engel teşkil etmek pose barriers
topluma tehdit teşkil etmek pose a threat to society
teşkil etmek deem to constitute
ihlal teşkil etmek constitute infringement
daha yüksek risk teşkil etmek pose a higher risk
teşkil etmek be held to constitute
için zorluk teşkil etmek pose challenges for
engel teşkil etmek constitute encumbrances
tehdit teşkil etmek represent a threat
suç teşkil etmek constitute an offence
problem teşkil etmek pose no problem
ihlal teşkil etmek constitute an infringement
emsal teşkil etmek constitute a precedent
mahkemeye hakaret teşkil etmek constitute contempt of court
ihlal teşkil etmek constitute violations
suç teşkil etmek constitute criminal offence
iyi sebep teşkil etmek constitute good cause
örnek teşkil etmek pose an example
suç teşkil etmek constitute crime
olumsuz risk teşkil etmek pose downside risk