öngörülen veya öngörülmeyen

öngörülen veya öngörülmeyen teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
öngörülen veya öngörülmeyen whether foreseen or unforeseen

öngörülen veya öngörülmeyen terimi için benzer kelimeler ve anlamları
öngörülen ve öngörülmeyen foreseen and unforeseen
öngörülmeyen koşullar unforseen circumstances
öngörülmeyen sorunlar unforseen problems
öngörülmeyen durumlar unforeseen cases
öngörülmeyen acil durum unforeseen emergency
makul olarak öngörülmeyen not reasonably foreseen
normalde öngörülmeyen not normally foreseen
öngörülmeyen non foreseen
öngörülmeyen bir şey olacak anything not foreseen will
meclisin öngörülmeyen bir toplantısı ile ilgili maliyetler costs associated with an unforeseen meeting of the assembly
şu anda öngörülmeyen, currently unforeseen,
kanunla öngörülmeyen not foreseen by the law
kör ve öngörülmeyen blind and unforeseen
gerçek veya öngörülen actual or contemplated
tehdit veya öngörülen threatened or anticipated
öngörülen veya öngörülemeyen foreseen or unforeseen
bilinen veya öngörülen known or predicted
taahhüt edilen veya öngörülen işlem committed or forecasted transaction
bu tür yasalar tarafından öngörülen veya tutarsız olan such law is preempted by or inconsistent
alınmış veya öngörülen taken or envisaged
mevcut veya öngörülen yasal işlemlerde kullanmak use in existing or contemplated legal proceedings
mevcut veya öngörülen current or contemplated
öngörülen veya onaylanan prescribed or approved
ulusal mevzuat veya yönetmelikte öngörülen prosedür procedure provided for in national legislation or regulation
fiili veya öngörülen yasal işlem actual or contemplated legal proceedings
yazılı veya sözlü olsun veya olmasın tavsiye veya bilgi yok no advice or information, whether oral or written, obtained
garanti veya açık veya zımni veya satılabilirlik, uygunluk no warranty, express or implied, or merchantability, fitness
öngörülen envisioned
öngörülen foreseen
öngörülen aralık presphygmic interval
öngörülen pencere projected window
öngörülen stipulated
öngörülen provided for
kanunla öngörülen prescribed by law
öngörülen detaylar prescribed particulars
öngörülen birim kredi yöntemi projected unit credit method
öngörülen değer predicted value
öngörülen maliyet deemed cost
öngörülen büyüme projected growth
öngörülen tarih anticipated date
öngörülen satışlar projected sales
öngörülen tarih intended date
işbu sözleşmede öngörülen contemplated hereby
öngörülen ihlal anticipatory breach
mezuniyet için öngörülen prescribed for graduation
öngörülen bilanço projected balance sheet
öngörülen maliyet projected cost
öngörülen ders prescribed course
öngörülen hükümler provisions set forth
öngörülen gelecek envisioned future