| belirli bir girişimden geldiği gibi |
as coming from a particular undertaking |
belirli bir girişimden geldiği gibi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bir girişimden sonra |
following an initiative |
| bir girişimden sonra |
following an attempt |
| herhangi bir girişimden uzak |
free from any interference |
| geldiği gibi |
as it comes |
| geldiği gibi |
as coming from |
| her gün geldiği gibi |
each day as it comes |
| karşılık geldiği gibi |
as it corresponds |
| geldiği gibi |
as arriving |
| geldiği gibi |
as he came |
| bu hale geldiği gibi |
as this has become |
| geldiği gibi |
as it comes due |
| geldiği gibi |
as arrived |
| karşılık geldiği gibi |
as may correspond |
| geldiği gibi |
as it arrived |
| geldiği gibi |
as bringing up |
| geldiği gibi muamele gördü |
treated as coming into |
| geldiği gibi |
as it evolved from |
| şeyleri geldiği gibi alıyorum |
i take things as they come |
| geldiği gibi |
as having arrived |
| geldiği gibi görünüyor |
looks like it came from |
| girişimden kaçınma |
avoidance of interference |
| girişimden kurtulma |
freedom from interference |
| girişimden kaçınmak |
avoid interference |
| aynı girişimden gelmek |
come from the same undertaking |
| keyfi girişimden kurtulma |
freedom from arbitrary interference |
| siyasi girişimden uzak |
free from political interference |
| girişimden oluşan |
comprising the enterprise |
| girişimden rahatsız olmak |
be disturbed by the interference |
| girişimden ortaya çıkabilir |
can arise from interference |
| resmi girişimden |
from official interference |
| girişimden muzdarip |
suffers from interference |
| girişimden sonraki gün |
day after initiative |
| girişimden şüpheleniliyorsa |
if interference is suspected |
| girişimden sonra |
following interference |
| siyasi girişimden bağımsız |
independent of political interference |
| girişimden korunan |
protected from interference |
| girişimden kaçınmak |
refrain from interference |
| her şeyin bir araya geldiği yer |
where everything comes together |
| her şeyin bir araya geldiği yer |
where it all comes together |
| bu kullanımın meydana geldiği ticaret sırasında bir işaret kullanılır. |
a sign is used in the course of trade where that use occurs |
| insanların aynı soydan geldiği inancı |
monogenesis |
| akımın geldiği |
subbasin |
| elimden geldiği kadar erken |
as soon as i can |
| meydana geldiği söyleniyor |
is said to occur |
| nereden geldiği |
where it came from |
| geldiği zaman |
by the time he arrived |
| nereden geldiği |
where he came from |
| meydana geldiği düşünülüyor |
is thought to occur |
| bu hediyelerin kime geldiği |
to whom these presents come |
| bebeklerin nereden geldiği |
where babies come from |