| uzun süreli sözleşmelerde |
under long-term contracts |
uzun süreli sözleşmelerde terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| uzun vadeli sözleşmelerde |
on long term contracts |
| uzun süreli kazanç için kısa süreli ağrı |
short-term pain for long-term gain |
| sözleşmelerde değişiklikler |
contracts amendments |
| daimi sözleşmelerde |
in the case of permanent contracts |
| sözleşmelerde viyana sözleşmesi |
vienna convention on contracts |
| sözleşmelerde ele alınmıştır |
covered in the conventions |
| sözleşmelerde hiçbir hakkı yoktur |
has no rights under the contracts |
| sözleşmelerde değişiklik |
contracts modification |
| uluslararası sözleşmelerde hukuk seçimi |
choice of law in international contracts |
| sözleşmelerde sabit fiyatlar |
prices fixed in contracts |
| sözleşmelerde genel kurallar |
general rules on contracts |
| sözleşmelerde dolar |
dollars in contracts |
| sabit vadeli sözleşmelerde |
on fixed-term contracts |
| arasında yapılan sözleşmelerde değişiklik yapılması |
amending the agreements concluded between |
| teminatsız teminatsız sözleşmelerde |
on unsecured overnight contracts on deposits |
| sözleşmelerde değişiklik |
change in the terms of the contracts |
| geçici sözleşmelerde görevli personel |
staff on temporary contracts |
| mevcut sözleşmelerde değişiklik yapılması |
amending the existing contracts |
| idari sözleşmelerde |
under administrative contracts |
| uzun süreli kiralama |
long lease |
| uzun süreli |
long-form |
| uzun süreli hafıza |
long-term memory |
| uzun süreli |
longterm |
| uzun süreli etkili |
prolonged-action |
| uzun süreli bakım tesisi |
long term care facility |
| uzun süreli ilişki |
long term relationship |
| uzun süreli depolama |
long term storage |
| uzun süreli hafıza |
long term memory |
| uzun süreli işsizlik |
long-term unemployment |
| uzun süreli ilişki |
long-standing relationship |
| uzun süreli bakım tesisleri |
long-term care facilities |
| uzun süreli kullanım |
long-term use |
| uzun süreli işsiz |
long-term unemployed |
| uzun süreli etki |
long lasting effects |
| uzun süreli hastalık |
long term illness |
| uzun süreli maruz kalma |
prolonged exposure |
| uzun süreli aşınma |
extended wear |
| uzun süreli tedavi |
long-term treatment |
| uzun süreli sağlık |
long-term health |
| uzun süreli görünüm |
long-held view |
| uzun süreli deneyim |
long-term experience |
| uzun süreli ortaklık |
long-standing partnership |
| uzun süreli çalışma |
long-term study |
| uzun süreli takip |
long-term follow-up |
| uzun süreli hastalık |
long term sickness |
| uzun süreli çözüm |
long term solution |
| uzun süreli |
a long run |
| uzun süreli oturma |
prolonged sitting |
| uzun süreli inanç |
long-held belief |
| uzun süreli serbest bırakma |
prolonged release |