| kendi denetimini yapmak |
carrying out own inspection |
kendi denetimini yapmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| denetimini yapmak |
carry out the audit for |
| denetimini yeniden |
re-audit |
| activex denetimini yükle |
install activex control |
| sürücü imza denetimini devre dışı bırak |
disable driver signature enforcement |
| ebeveyn denetimini etkinleştir |
enable parental control |
| öncelik denetimini geçersiz kılma |
overriding priority inspection |
| yetişkin denetimini kapat |
close adult supervision |
| yazım denetimini etkinleştir |
enable spell check |
| kamu denetimini çekti |
attracted public scrutiny |
| denetimini tamamlamak |
complete an audit |
| yönetim denetimini optimize etmek |
optimize management supervision |
| yapmak, yapmak, yapmak |
doing, doing, doing |
| kendi adıma kendi adına |
on my own personal behalf |
| kendi inisiyatifi ve kendi riski altında |
own initiative and at their own risk |
| kendi uygunluğunu kendi kararını vermek |
make their own determination as to its suitability |
| kendi kendini imha etme ve kendi kendine devre dışı bırakma özellikleri |
self-destruct and self-deactivation features |
| kendi hesabına ve kendi pahasına |
own account and at its own expense |
| kendi kendini imha etme ve kendi kendine devre dışı bırakma f |
self-destruct and self-deactivation f |
| kendi kendime yapmak |
do it myself |
| kendi yapmak |
make their own |
| bunu yapmak kendi sorumluluğunuzdadır |
do so at their own risk |
| kendi yemeklerini yapmak |
make their own food |
| kendi düzenlemelerini yapmak |
make their own arrangements |
| kendi işini yapmak |
doing your own thing |
| kendi başına yapmak |
making it on your own |
| kendi işini yapmak |
doing their own thing |
| bunu yapmak kendi sorumluluğunuzdadır |
do so at your own risk |
| bunu yapmak kendi sorumluluğunuzdadır. |
are done so at your own risk. |
| şehri kendi evi yapmak |
to make the city their home |
| kendi kendine yapmak |
make do by himself |
| onu kendi yapmak için |
to make it her own |
| bir şeyi kendi yapmak |
to make something their own |
| kendi adına temsilcilik yapmak |
make representations on their behalf |
| kendi işini yapmak |
doing own thing |
| kendi yemeklerini yapmak |
doing their own cooking |
| kendi aralarında işbirliği yapmak |
cooperate among themselves |
| yön bulmak ve kendi uçurtma yapmak |
find direction and make your own kite |
| her şeyi kendi yetkileri dahilinde yapmak |
to do everything within their power |
| kendi hesabına işlem yapmak |
trading on its own account |
| kendi seyahat düzenlemelerini yapmak |
make their own travel arrangements |
| kendi fikrini yapmak |
making your own mind |
| kendi biçimlendirmelerini yapmak |
shaping their own |
| kendi hesabına alım satım yapmak |
trading for own account |
| kendi araştırmalarını yapmak |
conducting their own research |
| kendi değerlendirmesini yapmak |
making its own assessment |
| kendi başımıza soruşturmalar yapmak |
conduct investigations on our own |
| kendi kendine test yapmak |
perform a self-test |
| kendi kendine yapmak |
make on its own |
| kendi içinde ayrı ve bağımsız çalışmalar yapmak, |
constituting separate and independent works in themselves, |
| kendi kendine bir şey yapmak |
to self something |