| herhangi bir problem ortaya çıktığında |
in case any problem arises |
herhangi bir problem ortaya çıktığında terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bir problem ortaya çıktığında |
when a problem arises |
| bir problem ortaya çıktığında |
when a problem is raised |
| bir anlaşmazlık ortaya çıktığında |
when a dispute arises |
| bir sağlık sorunu ortaya çıktığında |
when a health concern develops |
| böyle bir durum ortaya çıktığında |
when such a situation arises |
| böyle bir iddiadan sonra veya işlem sebebi ortaya çıktığında |
after such claim or cause of action arose |
| herhangi bir sorun çıktığında |
if any problem arose |
| sorunlar ortaya çıktığında |
when problems arise |
| ihtiyaçlar ortaya çıktığında |
as needs arise |
| ihtiyaç ortaya çıktığında |
when the need arises |
| ortaya çıktığında |
when it arises |
| ortaya çıktığında |
in the emergence of |
| fırsat ortaya çıktığında |
when the opportunity arose |
| fırsat ortaya çıktığında |
when the opportunity arises |
| ortaya çıktığında |
when they arise |
| ihtiyaç ortaya çıktığında |
where the need arises |
| belirtiler ortaya çıktığında |
when symptoms occur |
| durumlar ortaya çıktığında |
when situations arise |
| ihtiyaç ortaya çıktığında |
if the need arose |
| ilk ortaya çıktığında |
when first appeared |
| ortaya çıktığında |
when it emerged that |
| ortaya çıktığında görün ve tanıklık edin. |
appear and testify in the presence of |
| ortaya çıktığında |
that arise when |
| ihtiyaç ortaya çıktığında |
when the need arose |
| ortaya çıktığında |
when he arose |
| anlaşmazlıklar ortaya çıktığında |
when disputes arise |
| boş yerler ortaya çıktığında |
when vacancies arise |
| ortaya çıktığında |
when it emerged |
| sorunlar ortaya çıktığında |
when problems arose |
| ortaya çıktığında |
show up while |
| ortaya çıktığında |
when set forth |
| ilk ortaya çıktığında |
when he first appeared |
| ortaya çıktığında |
when they turned up |
| ihtiyaç ortaya çıktığında |
as the need arose |
| vesilelerle ortaya çıktığında |
when occasions arise |
| ortaya çıktığında |
once it emerged that |
| bir boşluk çıktığında |
when a vacancy arises |
| bir şey çıktığında |
when something comes up |
| bir sorun çıktığında |
when an issue arises |
| herhangi bir ihtilaf veya ortaya çıkan herhangi bir iddia |
any controversy or claim arising out |
| herhangi bir anlaşmazlık veya ortaya çıkan herhangi bir iddia |
any dispute or claim arising out |
| herhangi bir sebep ya da bununla ilgili olarak ortaya çıkan herhangi bir eylem sebebinin |
agree that any cause of action arising out of or related to |
| herhangi bir anlaşmazlık, tartışma veya ortaya çıkan herhangi bir iddia |
any dispute, controversy or claim arising out |
| herhangi bir anlaşmazlık, tartışma veya iddia altında ortaya çıkan herhangi bir iddia |
any dispute, controversy or claim arising under |
| herhangi bir tartışma veya ortaya çıkan herhangi bir iddia |
any controversy or claim arising |
| herhangi bir anlaşmazlık veya ortaya çıkan herhangi bir iddia |
any dispute or claim arising |
| güneş çıktığında |
when the sun is out |
| dışarı çıktığında |
when you go out |
| çıktığında |
when it came out |
| haberler çıktığında |
when the news broke |