| have direct access to |
doğrudan erişime sahip olmak |
have direct access to terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| shall have direct access |
doğrudan erişime sahip olmalı |
| away from direct direct sunlight |
doğrudan güneş ışığından uzak |
| direct access |
doğrudan erişim |
| direct memory access |
doğrudan bellek erişimi |
| direct-access |
doğrudan erişim |
| direct-access storage device |
doğrudan erişimli depolama aygıtı |
| direct market access |
doğrudan pazara giriş |
| remote direct memory access |
uzaktan doğrudan hafıza erişimi |
| give direct access |
doğrudan erişim ver |
| direct access storage device |
doğrudan erişim depolama aygıtı |
| direct access number |
doğrudan erişim numarası |
| allowing direct access |
doğrudan erişime izin vermek |
| direct access line |
doğrudan erişim hattı |
| direct access roads |
doğrudan erişim yolları |
| a more direct access |
daha doğrudan erişim |
| direct access file |
doğrudan erişim dosyası |
| long as direct access can be had to the socket |
sokete doğrudan erişim sağlandığı sürece |
| most direct access |
en doğrudan erişim |
| granted direct access |
doğrudan erişim verildi |
| direct access to our teams |
ekiplerimize doğrudan erişim |
| a direct access |
doğrudan erişim |
| direct or remote access |
doğrudan veya uzaktan erişim |
| ultra direct memory access |
ultra doğrudan bellek erişimi |
| direct-access provider |
doğrudan erişim sağlayıcı |
| direct access partners |
doğrudan erişim ortakları |
| direct access button |
doğrudan erişim düğmesi |
| direct electronic access |
doğrudan elektronik erişim |
| direct access storage |
doğrudan erişim depolaması |
| where direct access |
doğrudan erişim nerede |
| you shall not access or attempt to access |
erişemez veya erişmeye teşebbüs edemezsin |
| terminal access controller access control system |
terminal erişim denetleyicisi erişim kontrol sistemi |
| access, or attempt to access |
erişim veya erişme girişiminde bulunma |
| have a direct impact |
doğrudan etki etmek |
| have a direct bearing on |
üzerinde durmak |
| have a direct influence |
doğrudan etkiye sahip olmak |
| have a direct effect |
doğrudan etki etmek |
| have direct contact |
doğrudan temas kurmak |
| i have direct interest |
doğrudan ilgim var |
| i have direct interest in the matter |
konuyla doğrudan ilgileniyorum |
| have direct implications for |
doğrudan etkilemek |
| have direct communication with |
doğrudan iletişim kurmak |
| will have a direct benefit |
doğrudan bir fayda sağlayacak |
| have direct discussions |
doğrudan tartışmalar yapmak |
| have no direct experience |
doğrudan deneyime sahip değil |
| you have arranged for the direct deposit of your pension in |
emekli maaşınızın doğrudan ödenmesi için düzenleme yaptınız. |
| have direct impact |
doğrudan etkisi olmak |
| that have a direct impact |
doğrudan etkisi olan |
| have direct interest in |
doğrudan ilgisi olmak |
| we have a direct presence |
doğrudan bir varlığımız var |
| have direct contact with |
doğrudan temas kurmak |